KELİME | MA’NASI | |
Nakl | نقل | Bir şeyi başka bir yere götürmek, taşımak, yer değiştirmek. *Anlatmak. Duyduğu bir şeyi başkasına hikâye etmek, rivâyet etmek.*Bir dilden başka dile çevirmek, tercüme etmek.*Eski mest ve çizme. *Yırtık elbiseyi yamamak. |
Nass | ﻧﺺ | sarihlik, açıklık, kat’îlik. * ma’nasında sarihlik, kat’îlik bulunan Kur’an âyetinin delîl olarak gösterileni |
Nass-ı celîl | جليل ﻧﺺ | ma’nasında sarihlik, kat’îlik bulunan celâlet ve celâdet sâhibi. azim, mertebesi yüksek Kur’an âyetinin ve Hadîs-i Şerifin delîl olarak gösterileni |
Nâşi | ناشى | Neş’et eden, yeniden vücuda gelen, yetişen, yetişmiş. * Delil, dolayı, ötürü, sebebiyle. *Geceleyin meydana gelip zâhir olan şey. *Yetişmiş oğlan veya kız. |
Nazm-ı Celîl | نظمجليل | Pek büyük kıymetli nazm edilmiş güzel söz. *Kur’an-ı Kerim’in bir vasfı. *Celîl olan Cenâb-ı Hakk’ın nazmı. |
Necât | نجات | Kurtuluş. Selâmet. *Hırs ve hased. *Yüksek mekân. *Ağaç budağı. *Mantar. |
Nehy (nehiy) | نهى | Yasak etmek. Men etmek. |
Nesh | نسخ | Şer’i bir hükmü yine şer’i bir emirle kaldırmaktır. * Bir şeyin aynını kopya etmek, aynını çoğaltmak. * İbtal etmek, hükümsüz bırakmak, değiştirmek. * Nakletmek, kaldırmak, bir şeyi zâil (geçici) kılmak. |
Neşr | نشر | Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak. *Başı boş cemaat. *Bulutlu günde yel esmek. *İzah etmek. *Katetmek. *Mecnun veya hastaya duâ yazmak veya okumak. |
Nezd-i Bârî | نزد بارﻯ | Yaradıcının indinde |
Nûsûs | نصوص | Kat’ilik, kesinlik, açıklık. Te’vile ihtimali olmayan söz veya delil. *Kur’ân-ı Kerim ve Hâdis-i Şerifde bir iş veya mes’ele hakkında olan açıklık ve bu şekilde açık olan kelâm ve âyet. Akide. *Bir haberi kimden aldığını söyliyerek, en nihayet o haberi ilk söyleyene kadar nakledilişi isbat etmek. |
"GENÇLER! Gavur lisânlarını öğrenmek ve hâfızalarınıza bir çengel gibi geçirmek için çekdiğiniz çileleri, dökdüğünüz terleri, oynattırıldığınız oyunları, ve harıl harıl akıttırılan zamanlarınızı bir düşününüz! Eğer bütün bunlara rağmen ecdâdınızın yazı ve lisânını da zihin, kalb ve rûhunuza bir hayat iksiri olarak nakşetmenin çok daha az çilesine talib olamazsanız, o ecdâdın belinden gelib yolundan gitdiğinizi istifâya hazır olunuz!." (Ahmed Selâmî)
5 Haziran 2011 Pazar
-N-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder