KELİME | MA’NASI | |
Cây-ı Gîr | جايکير | Temelleşen, yerleşen, pâyidâr. |
Cebir (Cebr) | جبر | Zabtetmek. Zor kuvvet. *Bir şeyi ıslâh ve tâmir etmek, düzeltmek. *Bâtıl bir fırka. *Harflere yapılan hesab. *Fevkalâde ameliyât, kırık kemiği sarıp bütünlemek. Kırık veya çıkık uzva sarılan tahtalar. |
Celîl | جليل | Celâlet ve celâdet sâhibi. Azim, mertebesi yüksek. |
Cezm | جزم | Kat’i karar. Yemin. Kararlaştırmak. *Kesmek* Niyet. Tahmin. *Takdir. *İzam. *İcâbe. |
Cezmen | جزﻣﴼ | Kestirip atmak sûretiyle. |
Cûz’iyyât | جزيات | Cüz’i olan şeyler. Ufak tefek şeyler. Mânası düşünüldüğünde zihinde ortaklık kabul etmeyen şeyler. Mânası başka şeylere şâmil olmayanlar. |
Cüz’ | جزٴ | Kısım, parça. Bir şeyin parçası. *Kitab forması. *Küllün mukabili. *Kur’ân-ı Kerimin otuzda bir parçası. *Kanaat. İktifâ eylemek. *Düğümü sağlam yapmak. Bir şeyi pekiştirip muhkem kılmak. *Kız evlâdı. |
"GENÇLER! Gavur lisânlarını öğrenmek ve hâfızalarınıza bir çengel gibi geçirmek için çekdiğiniz çileleri, dökdüğünüz terleri, oynattırıldığınız oyunları, ve harıl harıl akıttırılan zamanlarınızı bir düşününüz! Eğer bütün bunlara rağmen ecdâdınızın yazı ve lisânını da zihin, kalb ve rûhunuza bir hayat iksiri olarak nakşetmenin çok daha az çilesine talib olamazsanız, o ecdâdın belinden gelib yolundan gitdiğinizi istifâya hazır olunuz!." (Ahmed Selâmî)
5 Haziran 2011 Pazar
-C-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder