KELİME | MA’NASI | |
Halâs | حلاص | Kurtulma, kutuluş. Selâmete erme. |
Halel | خلل | Bozukluk. Eksiklik. *Başkası tarafından verilen zarar. *İki şeyin aralığı. Boşluk. Açıklık. |
Hâlet-i Mezkûre | ﻣﺬﻛﻮﺭﻩ حالة | Zikredilmiş hâl. Keyfiyyet. |
Hâlî | ﺧﺎﻟﻰ | Tenhâ, boş, sâhibsiz yer. *açık yer |
Haşr | حشر | Toplanmak, bir yere birikmek. Toplama, cem’ etmek. Kıyametten sonra bütün insanların bir yerde toplanmaları. |
Hâvî | حاوی | İçine alan, ihtiva eden, kaplayan. Câmi’ *Biriktirici. *Kuşatan. |
Hazret (Hazerat) | حضرت | Hürmet maksadı ile büyüklere verilen ûnvan. |
Hırmân | حرمان | Mahrumluk, mahrumiyet. * Ümitsizlik. |
Hibe | هبه | Bağışlama, verme. |
Husûl | حصول | Peydâ olma. Hasıl olma. Meydana gelmek. Üremek, türemek. |
"GENÇLER! Gavur lisânlarını öğrenmek ve hâfızalarınıza bir çengel gibi geçirmek için çekdiğiniz çileleri, dökdüğünüz terleri, oynattırıldığınız oyunları, ve harıl harıl akıttırılan zamanlarınızı bir düşününüz! Eğer bütün bunlara rağmen ecdâdınızın yazı ve lisânını da zihin, kalb ve rûhunuza bir hayat iksiri olarak nakşetmenin çok daha az çilesine talib olamazsanız, o ecdâdın belinden gelib yolundan gitdiğinizi istifâya hazır olunuz!." (Ahmed Selâmî)
5 Haziran 2011 Pazar
-H-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder